Kıymet Bilinmeyen Bir Emek Üzerine
Teledüşünce ve Emek
Ahmet Bekiroğlu
2 min oku


İnsanoğlu görmediğine inanmakta daima zorlandı. Elle tutulur olana, göze çarpana değer vermeyi adet edindik. Gönülden doğan, düşünceden yükselen bir işin kıymetini bilmek ise vaktiyle bu topraklarda vardı, şimdi unutturuldu.
Ben bu satırları yazarken; ardımda yüzlerce saatlik düşünce, araştırma, sessizce sürdürülen bir çaba ve anlaşılma arzusu olmayan ama görülmeyi hak eden bir emek var.
Yıllardır Teledüşünce adını verdiğim bir yol üzerine çalışıyorum. Bu ne bir tedavi yöntemidir, ne de piyasada dolaşan kişisel gelişim reçetelerinden biridir. Bu, insanoğlunun düşünceyle olan kadim bağını hatırlatan, yerli ve toprağımızdan çıkan bir farkındalık yoludur.
Teledüşünce, benim ne ithal ettiğim bir modeldir, ne de kulaktan dolma bilgilerle inşa edilmiştir. Baştan sona kendi aklımla, kalbimle, ilmi tecrübelerimle yoğrulmuş bir anlayıştır. Bu topraklara has, bu millete ait bir düşünce usulüdür.
Ama ne gariptir ki, bu topraklarda yetişenin kıymeti yine bu topraklarda bilinmez.
Dışarıdan gelene hemen inanılır, bizden çıkana şüpheyle bakılır.
Teledüşünce'yi ilk anlattığımda duyduğum şey çoğu kez şu oldu:
"Bu daha önce var mıydı?",
"Kim onayladı?",
"Yurt dışından mı geldi?"
Hayır. Bu toprağın suyunda büyümüş bir düşünce bu.
Ne ithaldir, ne kopyadır.
Ama şunu kabul etmek gerekir:
Bu memlekette bazen hak ettiğin değeri almazsın.
Kendi ülken sana soğuk davranabilir.
Yerli ve öz bir şey ortaya koysan da “dışarıdan gelmediği için” ciddiye alınmazsın.
Ben buna üzülmedim.
Çünkü benim niyetim, sesimi çoğaltmak değil;
sesi bastırılmış, içi sıkışmış insanlara bir nefes yeri açmaktı.
Yıllardır kıymet beklemeden, anlam arayanlara elimden geleni sundum.
Ama içimde bir sızı da kaldı:
Bu kadar emek, bu kadar sessiz çaba, bu kadar sadakat — neden görülmedi?
Cevabı belki şudur:
İnsanoğlu, düşüncenin değerini ancak kaybettikten sonra ve biz bu topraklardan göçtüğümüzde anlar.
Çünkü bu yol, bana ait değil sadece.
Benden sonra da sürecek olan bir düşünce mirasıdır bu.
Teledüşünce bu toprağın sesiyle doğmuştur.
İnşallah bir gün hak ettiği yerde olacaktır.
Saygılarımla Ahmet Bekiroğlu.